KUZGUN
İNSAN NE ZAMAN DEĞİŞİR? PEKİ TEKRAR ESKİSİ GİBİ OLABİLİR Mİ?
Kuzgun, adalet,pişmanlık,öfke,hırs ve sevgi gibi insan vicdanını şekillendiren kavramları inceleyen bir Türk dizisi.Sürükleyici hikayesi ile merakınızı asla kaybettirmeyen, her bölümde sizi şaşırtmaya devam eden ve en önemlisi eninde sonunda kendinizden bir şeyler bulabileceğiniz olaylar etrafında gelişiyor.
Hikayenin ikinci kısmında içindeki çocuğu intikam uğruna öldürmüş, hayatta kalabilmek için vicdanını ve kalbini yok etmiş olan Kuzguna yıllarca pişmanlık duygusuyla savaşmış olan Dila,unuttuklarını hatırlatabilecek mi? Kuzgunun planlarını değiştirmeye gücü yetecek mi? Sevgisiyle kuzgunun içinde kaybolmuş küçük çocuğu geri getirebilecek mi? izleyip göreceğiz.
Bu iki karakterin dışında dizide önemli yere sahip başka karakterlerde bulunuyor. Dila'nın babası Rıfat Bilgin, abisi Ali, Kuzgun'un babasının hapse girmesinden sorumlu kişi Şeref Dağıstanlı, diziye sonradan dahil olacak olan oğlu Bora,Kuzgun'un annesi ve kardeşleri diziyi besleyen diğer karakterler olarak karşımıza çıkıyor. Kuzgun 20 yıl sonra planladığı gibi İstanbul'a geri döndükten sonra önce Rıfat Bilgin'e kendini kabul ettirir ve aralarına girebilmek için Rıfat'ın adamı olur. Sonrasında Dila'nın kendisine olan zaafını fark eder ve Dila'ya fark ettirmeden planlarını gerçekleştirebilmek için onu piyon olarak kullanır. Sıra annesi ve kardeşleri ile yüzleşmeye gelmiştir. Annesine karşı kırgın ve kızgın olan Kuzgun Dila'nın yardımı ile karşılarında ki boş eve yerleşir. Ama bunu onlara yakın olmak için değil acı çektirmek için yapar. Her zaman yaptığı gibi kendini doğru olduğuna inandığı ama içten içe şüpheye düştüğü fikre inandırır. Kendini kandırmayı seçer. Dizi de empati kurulabilecek en iyi karakter Kuzgun. Diziyi izlerken Kuzguna biraz kızabilirsiniz ama kızmadan önce çoğumuzun bunu yaptığını unutmayın.İşleri bu şekilde kolaylaştırabiliyodur belki. Yanıldığını anlaması ne kadar sürecek bilinmez ama o bize insanın içinde iyi ve kötü tüm duygularla var olabileceğini gösteren biri.Böyle düşünüyor olmam Barış Arduç'un bu role ne kadar yakıştığının ve iyi bir oyuncu olduğunun kanıtı niteliğinde.
Dizinin en ilginç karakterinden biri de Terzi Derviş. Terzi Derviş Kuzgun'u kendi bulur. Yusuf'a (Kuzgun'un babası)borcu olduğunu ve borcunu ödeyebilmesi için sözünü yerine getirmesi gerekiğini söyler. Bu sözde tabi ki Kuzgun'u bulmak ve ona göz kulak olmaktır.Borç insanın üzerinde bir yük gibidir. Kuzgun bunu bilir ve dervişe hak verir. Yardımlarını kabul eder. Onu dinlediği zaman işlerin yolunda gittiğini fark eder ve ona güvenmeye başlar. Dervişin istediği de budur.Derviş gizemli bir karakter, izleyiciyi sorgulatan gerçekte kim olduğu asla belli olmayan Kuzgun'un akıl hocası ve koruyucu meleğidir. Ama bu adamın ikilemleri çok fazla, objektif ve iyi görüntüsünün altından her an başka bir insan çıkacakmış izlenimi veriyor. Her bölümde Kuzgun ile beraber seyirciyi şaşırtmayı başarıyor.
Her şeyin bir bedeli vardır. Yaptığımız iyi şeylerin de kötü şeylerin de. Yaptıklarımızın sorumluluğunu üzerimize alma erdemin de değilsek hiç yapmamak daha iyidir. Diyelim ki yaptık ama sorumluluk bize ait olmasın istiyoruz. O zaman bunu bizim yerimize yapabilecek insanlara ihtiyaç duyarız. Bazen bu insanlar kendiliğinden ortaya çıkar.Bazen yıllarca süren dostlukların meyveleridir. Bazen bizi sevdiğine inandığımız veya sevdiğimiz insanlar olabilir. Eninde sonunda biri bedel öder ve muhtemelen bu saydıklarım arasında o en fedakar olanı aynı zamanda sizi en çok sevendir. Böyle birini kaybettiğiniz de yerine kimseyi koyamayacağınızı bilirsiniz.Pişmanlık en ağır duygu olur ve yerini başka bir duygunun alması uzun sürer. Bu duygu zamanla sadece dönüşebilir ama hangi duyguya dönüşeceğine siz karar verirsiniz. Kuzgun bir bedel ödedi.Bu bedel de en yakın dostunun ölümü oldu. Ağır bir kaderi olduğunu inkar edemeyiz. Belki suçlusu o değil ama buna sebebiyet verdiğini inkar edemez.İşte Kuzgun'un vicdanı bu noktada uyandı.Kendi ile ilk yüzleşmesi oldu. Fakat intikam için gelmişti ve tabi ki onlar da bir bedel ödeyecekti.Bu düşüncelerin altında ezilen Kuzgun pişmanlığını nefrete dönüştürdü. Kendine ve buna sebep olan herkese karşı bir nefretti bu.
Dizinin aşk temasını Kuzgun ve Dila arasındaki ilişki oluşturuyor. Tüm bunlar olurken Kuzgun'un hayatında iyi olan tek şey şüphesiz Dila. Kuzgunu iyileştirebilecek her şeye sahiptir.Ama tüm bu sevgi ve ilgi Kuzgunun Dila hakkındaki fikirlerini ve planlarını değiştirmeye yetecek mi? dizide ki asıl merak konusu bu.Kuzgunun Rıfat'ın baş adamı olduktan sonra ki hedefi aileye girebilmek ve onlara daha yakın olmaktır. Bunu yapar.Rıfat için tehdit unsuru olan Şerefi öldürür. Bu şekilde artık katil de olmuştur.Vicdanı ile yüzleşeceği başka bir durum çıkmıştır karşısına.Bir insan olarak bir insanın hayatına son vermiştir.Hakkı olmamasına rağmen bir can almıştır.Can hırsızlarından biridir artık. Peki Kuzgun,bunu unutup yoluna devam edebilecek midir? yoksa bir kez olsun vicdanını mı dinleyecektir? Bir çok soru gibi yönetmen bunun cevabını da seyirciye bırakmış.
Dizinin ilerleyen bölümlerinde karşımıza bir diğer ilginç karakter olan Bora çıkar. Bora sevgisiz büyümüş bir adam. Bunun sorumlusu olarak babasını görür. Bu sevgi ihtiyacı onda bazı problemli durumlara sebep olmuştur. Onu takıntılı ve asabi bir insan yapmış. Güçlü olma fikrine sabitlemiştir. Bora için güç hassas insanlarda bulunmaz o yüzden hassasiyetini hiç bir zaman belli etmemeli,insanlara bağlanmamalı, duyguları onu başarısızlığa sürükleyeceğinden daima aklı ile hareket eden bir adam olmalıdır. Boranın inandığı ideal insan modeli budur.Ama doğanın kanunu şu ki: Bir şeyden ne kadar kaçarsanız aslında ona o kadar yaklaşırsınız ve zamanla en çok yargıladığınız şey ne ise ona dönüşürsünüz. Bora'ya olan da buydu. Ona kim yardım edebilirdi? Onu kim iyileştirebilirdi? Tabi ki Dila. Bora bunu biliyordu. Dila'yı görüyor, onu anlıyordu. Kuzgun'un Dila'ya karşı gizlemeye çalıştığı ne kadar his varsa Bora açık ve net bir şekilde Dila'ya bunları ifade edebiliyordu. Ona karşı dürüsttü. Kuzgun'nun olamadığı kadar dürüst.Bu hikaye bir aşk üçgenini doğurdu. Bora ve Kuzgun haklı sebeplerden birbirlerine düşman oldu. Zaten olmamaları için hiç bir sebep yoktu. Kuzgun hem Boranın babasının katili hem de sevdiği kadının sevdiği adamdı. Fakat her şeye rağmen Bora'nın Kuzgun Dila aşkını bozamayacağını düşünüyorum. Gerçekleri yıkmak zordur. Bora bunu görüp kabullenen bir adama dönüşecek mi? bilinmez.
Dizi de Kuzgunun annesi ile olan ilişkisi çok trajik.Bu ilişki bize şu soruları yöneltiyor: İnsan öfkeli olduğu birine ki bu kişi bir de annesi ise ona olan özlemini, ihtiyacını ne kadar gizleyebilir? Gizlemek zorunda mıdır? İnsan gerçeklerden kaçabilir mi? Meryem hanım yeniden aile olabilmeleri için elinden geleni yapıyor. Bir anne neden annedir sorusunun cevabını Meryem hanım vermiş dizide. Ama kırgınlıklar,öfke ve bilinmezler insanı gerçeklerden uzaklaştırabilir. Görmezden gelebilir insan, yanılabilir,hata yapabilir,kusurludur çünkü. Fakat tüm bunların yanı sıra doğru olanın,sevginin ve merhametin gücü var. Sadece biraz unutkan varlıklar olduğumuzu kabul etmeliyiz ama hatırlayabiliriz.. Dilerim Kuzgun bize yeniden insan olmayı hatırlatabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder