PARİS BİZİZ
"Yarın Hepsi Çökerse Dünyadan Geri Kalanlarla Bir Ateş Yakacağız ve Bu Işığımız Olacak."
"Paris is us" Türkçe adıyla "Paris Biziz" Fransız yapımı gerilim,romantik ve psikolojik türde sıradışı bir Netflix filmi. Fransız yapımı bir sanat filmi olması nedeniyle aşk temasının ağır bastığı filmde konular felsefi bir bakış açısı ile işlenmiş ve yorum seyirciye bırakılmış.Filmin belirli bir olay örgüsü yok.Yani hikayeci anlatımı sevenler bu filmi zaman kaybı olarak görebilir. Filmi izledikten sonra üzerine konuşmayı,düşünmeyi ve sorgulamayı sevenler için ise "Paris is us" basit ve yerinde bir karar olabilir.Film Anna ve Greg'in Paris'te bir gece kulübünde tanışması ile başlıyor.Tüm film, Anna ve Greg'in yaşadıkları ilişki üzerinden hayatın amacını anlamaya yönelik sorular sormamızı istiyor.Filmin son sahnesi de çiftin birbiriyle tanışma sahnesi. Bu şekilde yönetmen, başlangıçların ve sonların aynı olabileceği ihtimaline karşı düşünmemizi sağlıyor. "Paris İs Us" bir kadın ve bir erkeği temsilen bana kalırsa yeryüzündeki tüm kadın ve erkekleri, zıt ilişkileri,kaosları,rüyaları ve gerçekleri temsilen bu iki ana karakter Anna ve Greg neyin doğru olduğunu anlamaya ve izleyiciye anlatmaya çalışmış.
Film daha çok Anna karakteri üzerinden ilerlemiş. Anna'nın kendi içindeki yolculuğu anlatılıyor.Yani başrolün cinsiyeti bir kadın. Böyle olunca daha az romantik ve daha az karışık bir film olmasını bekleyemeyiz. O yüzden filmi izlemeden önce Anna'yı anlayabilmek için gerçek hayatta böyle bir kadın tanıyıp tanımadığınıza bir göz atın. Yoksa film sizin için boş bir serüven olabilir.
Anna, plansız yaşamayı seven,gelecek kaygısı ve beklentisi olmayan, anda kalabilen bir kadındır.O insandan çok bir masal kahramanı gibidir.Bu özellikleri onu sıradışı biri yapmış olsa da çoğu zaman içindeki kaousun sebebi olur çünkü: Anna, kendini yaşadığı çevreden,dünyadan olabildiğince soyutlamaya çalışmış bu yüzden hep kaçmış,korkmuş, risk almamıştır.İnsanı hırslandıran ve köleleştiren dünya düzenine boyun eğmemiştir. Bu düşünce onu hiçbir şeye ve hiç kimseye bağlı kalamayan özgür ruhlu bir kadın yapmış olsa da insanın hayatta kalabilmek için en azından bir amacı olmalı. Anna ,Greg'le olan ilişkilerinin başında bu durumun farkında değil. Belki biraz farkında olsa da onun için önemli değil ama sevgilisi için durum tam tersi.Greg, Anna'ya kendi olabildiği ve sıradan bir kadın olmadığı için aşık olmuştur ama ne yazık ki sevgi her zaman yetmez ve sizi sonuna götürecek kadar güçlü olmayabilir. Bunu etkileyen sayısız faktör vardır.Bu faktörler bazen sizden bazen karşınızdakinden kaynaklı olabilir.Sizi sona hazırlar ama sonun ne zaman geleceğini asla bilemezsiniz. Anna'nın içindeki huzursuzluğun sebebi bu bilinmezlikti. Tek bildiği ise belirsizlikler içinde kaybolmaya başladığı idi.
Bir sahnede Anna Greg'e" kafamın içindekileri bilmek zorunda değilsin" diyor. Peki sırlarla dolu bir ilişki ne kadar sürer? Risk almaktan korkan bir kadın için aşk ne kadar gerçek olabilir? daha doğrusu aşk var mıdır? İnsan duygusal olduğu kadar mantıklı bir varlıktır. Kendi benliğini reddenler ve kabul edenler olmak üzere ikiye ayrılır. Kabul etme erdemine sahip olanlar yoluna bir şekilde devam edebilirler ama reddenler için hayatın ne getireceği belli değildir. İşte Greg ve Anna bu iki kategoride birbirinden ayrılıyordu. Greg ne istediğini bilen, hayalleri olan ve onlar için savaşan bir çocuktur. Hayatta kalabilmek için birden çok amacı vardır. Anna ise bir masal perisi, bu dünyaya ait değil ,bu dünyayı,düzenini kabul etmiyor. Greg onun kaybolup gitmesinden korktuğu için kendinden vazgeçmeyi göze almıştı çünkü o yeri geldiğinde risk almayı bilecek kadar da cesurdu. Ama hangi duygu daha güçlü? Hırs mı? sevgi mi? cesaret mi? bütün bu duygular doğamız gereği bencil olduğumuz gerçeğini değiştirebilir mi? Siz karar verin.
Çocukluk üzerinden aile kültürünün bireyin kişiliğini ne yönde etkilediğine dair diyolaglara sıklıkla yer verilmiş filmde. Anna mücadele etmeyi bilmeyen,hırsı olmayan, uyumsuz tavrını çocukluğu ile bağdaştırıyor. Değişen ve sürekli gelişen bir dünyada zayıf yönlerinden güçlü ve yeni bir kadın yaratabileceğini farkettiği an Anna değişiyor. Değişmek zorunda olduğunu ancak bu yolla iyimser kalabileceğini biliyor. Tam bu noktada da Greg'le olan yolculuğu bitmiş oluyor. Ondan alması gereken şeyi aldı öğrenmesi gereken şeyi öğrendi ve en önemlisi değişti. Eskiden olduğu kişiyi içinde bir yerde saklamaya devam ederek Greg'e olan sevgisini ve minnettarlığını sürdürmeye devam edecek ama bunu onunla yapmayacak çünkü dünya böyle bir yer değil çoğu zaman bizi istemediğimiz şeyleri yapmak zorunda bırakan bir yer. Anna da Greg'de bunları biliyor. Çoğumuz biliyoruz. Bilmenin ve farkında olmanın verdiği geçici mutlulukla oyalanıyoruz çünkü başka yolu yok başka türlü geçmeyecek çoğumuz biliyoruz.
"Hikayemizin sonunu gördüm.Bu anın kaçışını geri tutamadan izledim.Geçtiğini gördüm. Trenin raylardan ayrılışını izler gibi. Doğumu ve ölümü hissettim. Gece dünyaya çöküyor. Gece bize çöküyor. Parmaklarımızın arasından kayan bu. Ne hale geldik?"
"Suç bizde değil.Bizi saran dünyada. Değiştiremeyeceğimiz şeylerde.Artık buyuz.Tüm bildiğimiz bu."
"Korkarım yeniden başlayacak.Bu hayat bir rüya olsa bile aramızda bu şehir olsa bile artık her şey mümkün. Sadece şimdi..."
"Dünya uçak kazası gibi olsa bile düşüşün uzun sürse bile yeni şeyler denememiz lazım.İyimser kalmalıyız. Düşüşün seyrini birlikte değiştirmeliyiz. Boşlukta sallansak bile darbe kaçınılmaz olsa bile bizi bir arada tutacak bir şey lazım. Yarın hepsi çökerse dünyadan geri kalanlarla bir ateş yakacağız ve bu ışığımız olacak."
Yorumlar
Yorum Gönder