ZENNE

DÜRÜSTLÜK BAZEN ÖLDÜRÜR

''Eğer bu bir peri masalı olsaydı şöyle başlardı:Çok eskiden,bir araya gelmesi imkansız üç arkadaş vardı...


Zenne gerçek bir hikayeden uyarlama cesur duruşuyla dikkatleri üzerine toplamayı başarmış bir film.Üç arkadaşın üç farklı hayatın bir araya gelişini anlatıyor.Tercihlerini söylemekten kaçınmış eş cinsel bir genç olan Ahmet'in cinsel yönelimini kabul etmeyen baskıcı annesi, en yakın arkadaşı olan zenne dansçısı Can'ın renkli ve eş cinsel kimliğini kabul ederek topluma karşı dimdik duruşunu ve bununla gelen toplumsal dışlanışını fakat hep arkasında olan fedakar annesini,sorunlu ağabeyini ve hepsinden farklı bir kültürle yetişmiş Alman fotoğrafçı Daniel'in Ahmet ve Can ile tanıştıktan sonra değişen hayatını konu alan Türkiye'nin neredeyse her kurumunda olan homofobi hastalığına ilişkin eleştirel bir film zenne.



Kayıtsız kalınamaycak trajedilere sebep olmuş ve olmaya devam eden, karanlıkların arkasına gizlenmiş Türkiye gerçeği 
filmin ana unsuru.Homofobik bağnaz Türk aile yapısının parçaladığı sırtı erkeklikle sıvazlanan ama varoluşunu reddetmeye zorlandığı için kişiliği parçalanan Ahmet'in dramatik hayat hikayesi filmin ana içeriği ve bence üç hikayeyi birbirine bağlayan esas hikaye.Özellikle bu tür eğilimlere sahip olan insanların dışlandığı hatta insan sayılmadığı ülkemizde bu nitelikte yapılmış olan ilk film.Ahlaki açıdan toplumsal ve bireysel olarak ağır eleştiriler mevcut filmde.Hümanist bir bakış açısıyla izlenmediği sürece rahatsız edici bir havası olabilir ama ne kadar böyle olsa da bence filmi en çok izlemesi gerekenler özellikle homofobik kişiler.



 Altın Portakal Film Festivalinden 5 ödülle dönen Zenne bence her ödülü hak ediyor.Özellikle en iyi film başta olmak üzere en iyi görüntü yönetmeni ödülü,en iyi yardımcı erkek oyuncu Erkan Avcı(Ahmet Yıldız),en iyi yardımcı kadın oyuncu Tilbe Saran'ın(Can'ın Annesi) performansları oldukça etkileyici idi.Sahnelerin ve çekim tekniklerinin birbirini çok iyi tamamladığını düşünüyorum.Filmin dramatikliğini arttırmış ve destekler nitelikte olmuş özellikle yakın çekimler verilmek istenen mesajı çok iyi vermiş her duyguyu çok iyi yansıtmış.Müzikler de çok başarılıydı seyirciyi filmin psikolojisine sokmayı başarmış, filmin ruhunu yakalamış.

Dünyada iki çeşit insan olduğunu görüyoruz filmde iyi insan ve kötü insan. Kadın değil erkek değil İyi ya da kötü sadece.Toplum ahlakı adı altında ilerleyen yanlış algının,gerici zihniyet yapısının,zorba homofobik aile yapısının, geleneklerine ve töresine ters düştüğü için oğlunu kabul etmeyen sırf kocası gibi olduğu için ona benzemesin diye eşine kabul ettiremediği her şeyi oğluna dayatmaya çalışan dominant bir anne karakteri üzerinden her insanlık dışı eylem eleştirilmiş.




Zenne'nin vermek istediği mesaj aslında basit çünkü insan zaten basit bir varlık ve sevmek çok kolay. Hiçbir adet veya töre bir insanın canından daha kıymetli olmamalı, herkes herkesi sevebilir bu cinsiyetle ilişkilendirilmemeli,fizyolojik olarak yaratılışımızın dışında kadın veya erkek olmamız değildir bizi insan yapan kimliklerimiz değildir cinsiyetimiz sadece isimlerimizi şekillendiren birer faktördür.Bizi şekillendirmezler bizi şekillendiren ruhlarımızdır ve onların cinsiyeti yok.

  ''Ama bu bir peri masalı değil.Bu dansın ta kendisi.''


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DUVARA KARŞI

PARİS BİZİZ

KUZGUN